Bitki atıkları ile gübre olmak
Cumartesi, 02 Şubat 2013 18:52 |
Bitkisel atıkların geri dönüştürülmesi ve bunlardan elde edilecek ürünlerin ekonomiye kazandırılmasıyla ilgili çalışmaları duymuşsunuzdur. Bilmiyorsanız da kısa bir araştırmayla konunun özünü öğrenebilirsiniz. Özellikle belediyelerin ilgili bölümlerinde çalışanlar için bu konu sanıyorum ayrı bir öneme sahip. Neden?diye soracak olursanız, bunu size şöyle açıklayabilirim: Geçtiğimiz gün, Phonus Bioenzim Ürünleri Limited Şirketi Genel Müdürü H. Tolga İlçin ile güzel bir söyleşi yaptım. Kendisi bana, bitkisel atıkların nasıl değerlendirilebileceğine ilişkin oldukça faydalı bilgiler verdi. Hani biraz param olsa ve işin hammadde kaynağını çözebilsem, aile boyu gireceğim sektörlerden birisi bu olurdu herhalde. Sohbetimizde Tolga Bey, Ege Bölgesi ve İzmir’de ortaya çıkan yeşil atıkların, yani belediyeler tarafından toplananların, kurulacak küçük kompost tesisleri sayesinde geri dönüştürülebileceğini söyledi. Hatta bunun için Seferihisar Belediyesi ile birlikte bir proje yaptıklarını söz arasında dile getiren Tolga Bey, büyükşehir de olmak üzere diğer ilçe belediyeleri ile görüştüklerini ve önümüzdeki günlerde bununla ilgili projelerin de olabileceğini aktardı. Peki, nedir bu kompost ve nasıl elde edilir? Kısaca, kompost işlemi çürütme olarak adlandırılıyor. Yani bitkiler belli yöntem ve belli koşullar sağlanarak çürütülüyor. Bunun için ağaç yaprakları ve çimler bu iş için ayrılmış alana getiriliyor. Bu noktada kompost üretmek için önünüzde iki yöntem bulunuyor. Birincisi açık yöntem, yani gelen atıklar küçük parçalara ayrılıp belli bir düzen içinde toprak üstüne yığılıyor. Su ve havanın ısısıyla birlikte kendi içinde çürüme ve fermantasyon gerçekleştiriliyor. İşin püf noktası burası. Yaklaşık 6-12 ay sonra çürüme sonucunda ortaya iki ürün çıkıyor. Tabi ki, bu çürüme hızı çeşitli organik ürünlerle hızlandırılıp süre 3 aya kadar düşürülüyor. Bu işlemin sonucunda birisi yeşil yapraklardan diğeri ise kahverengi komposttan oluşan iki ürün ortaya çıkıyor. Sonrasında ise her ikisini de belli oranda karıştırıp gübre olarak kullanılıyor. Bir de kapalı yöntemle bu ürünü elde ediliyor. Bunun için özel olarak tasarlanmış bir makineyi kullanıyorsunuz. Ancak, bu yöntemde makinenin yatırım maliyeti oldukça yüksek. Bu rakam da yaklaşık 400 bin ile 1 milyon TL arasında değişiyor. Yani oldukça pahalı. Fakat uzun vadeli düşünüldüğü zaman getirisinin oldukça iyi olduğu ortada. Çünkü her belediyenin kendi sınırları içinde mutlaka bitkisel atıkları bulunuyor. Bunları belli noktalarda toplayıp, bundan katma değer sağlayacak bir şeyler üretmek insana son derece mantıklı geliyor. Bunun diğer bir faydası da, son derce pahalı olan hayvansal gübreye alternatif olabilecek bir ürünü çiftçilere sunmanız oluyor. Tolga Bey’in verdiği bilgiye göre, hayvansal gübreden alınan verim, kompost toprak kullanarak da alınabiliyor. Gerçi birçok çiftçi bu işi doğal yollardan yapmak için, tarlasına dönemsel olarak bu işe uygun bitkiler ekiyor. Sonrasında tarlayı sürerek, bu işlemi kendisi yapıyor. Fakat önemli olan nokta, bu işi belediyelerin yapması. Özel sektörün buna girmesi hammadde sağlamak açısından belki zor olabilir. Çünkü, “Yeşil atıkları getirin ben onları kompost yapıp satayım” derseniz, bunun içinde bir bedel ödemeniz gerekebilir. Bu da sizin maliyetlerinizi mutlaka yükseltir. Dolayısıyla hem bunu göze almanız hem de birden fazla hammadde temin edecek kaynak ayarlamanız gerekebilir. Bu da işin diğer bir boyutu. Tolga Bey’in yaptığı hesaplamaya göre; bu işin yatırım maliyeti, arsa bedeli hariç, yaklaşık 150 bin TL. Satıştan elde edilen gelir ise oldukça fazla. Önümüzdeki günlerde bu geri kazanımın uygulamalarından birisini Seferihisar’da görebileceğiz. Bitkisel atıkları yakarak ya da çöplüğe gömerek yok etmektense; kompost yaparak değerlendirmesi daha akıllıca bir çözüm gibi gözüküyor. En azından benim aklıma yattı. Ben konuyla ilgili bilgileri bana aktarıldığı kadar kendi bilgilerim çerçevesinde yazıyorum. Daha farklı ve detaylı bir çalışma varsa bunu da önümüzdeki günlerde yazarım. İnsan düşünmeden edemiyor, acaba minik kızımın bezlerini de geri dönüştüren bir sistem var mıdır acaba? Hani varsa eğer, sadece benim evimden her gün bir poşet bez çöpü çıkıyor da.
Sürpriz istifa
İzmir Vergi Dairesi Başkanı Mustafa Gürhan Acar, geçtiğimiz gün yaptığı bir açıklamayla görevinden istifa ettiğini söyledi. 2010 yılından bu yana İzmir’deki görevini sürdüren Acar, açıklamasında bundan sonraki iş hayatına Yeminli Mali Müşavir olarak devam edeceğini söyledi. Ne diyelim hayırlısı olsun. Haftaya görüşmek üzere hoşçakalın.
Sözün özü: Hayatınızı değiştirmek adım atmakla mümkün
Seferihisar tarım devrimi: Atıklar gübreye muadil olacak!
02 Şubat 2013 Cumartesi 14:03
Kutay GÜROCAK/EGEDESONSÖZ – Belediyeler tarafından toplanan budama ya da çim gibi yeşil atıkların, değerlendirmeden çöplüğe atılmasının hem bölge hem de tarım sektörü için ciddi bir kayıp olduğunu belirten Phonus Limited Şirketi Genel Müdürü Tolga İlçin, bu atıklardan çeşitli yöntemlerle kompost toprak elde edilebileceğini söyledi. Bu sayede hayvan gübresine eşdeğer verimlilikte ve ondan çok daha ucuz gübre elde edildiğini kaydeden İlçin, Seferihisar Belediyesi işbirliğiyle bitkisel atıklardan kompost toprak üretimi yapacak projeyi hayata geçirdikleri bilgisini verdi.
Önümüzdeki günlerde çalışmanın detaylarının paylaşılacağı bilgisini veren İlçin, proje kapsamında toplanan bitkisel atıkların çürütülerek son derece verimli kompost toprağa dönüştürüleceği söyledi. İlçin, benzer çalışmalar için Çeşme, Buca ve Kemalpaşa Belediyeleri ile görüştüklerini de açıkladı.
Kompost tesisleriyle ilgili Türkiye’deki ilk çalışmanın İzmir’de yapıldığı hatırlatan İlçin, “Türkiye’nin ilk kompost toprak üretim tesisi 1969 yılında İzmir’de kuruluyor. Bir süre belediye tarafından işletilen bu tesis, daha sonra özel sektöre devrediliyor. Ancak, işletmede yaşanan sıkıntılar, ürün kalitesinin düşük olması ve nakliye gibi sorunlar nedeniyle işletme atıl duruma düşüyor. Sonrasında burası depolama alanı olarak kullanılıyor. Dolayısıyla kentimiz bu konuya aslında çok da yabancı değil ancak uzun yıllardır kimse bununla ilgilenmemiş. Biz, konu üzerinde çalışarak Mikro Model Kompost Üretimi’ni ortaya çıkardık” diye konuştu.
İzmir’deki hergün ciddi oranda budama ve çim atığı olduğunu kaydeden İlçin, “Sadece Gaziemir’den günde 6 kamyon bitkisel atık taşınıyor. Her bir kamyonun yaklaşık 22 metreküp yeşil atık aldığını hesap ederseniz, ortaya çok ciddi bir rakam çıkıyor. Evsel atıktan çok daha fazla budama atığı var. Ancak, bunlar değerlendirilmek yerine çöplüğe gidiyor. Seferihisar’da bu atıklardan verimli kompost toprağı üretilmesi için belediye, bizim projelendirdiğimiz bir çalışma başlattı. Deneme olarak 100 metreküplük bir üretim gerçekleştirilecek. Çeşme, Buca ve Kemalpaşa Belediyeleri ile Yalova Ziraat Odası ile de görüştük. Önümüzdeki günlerde Seferihisar’daki çalışmayla ilgili daha detaylı bilgi verilecek” dedi.
HAYVAN GÜBRESİ İLE AYNI DEĞERDE
İlçin yapılan araştırmaların, kompost toprağının verimliliği ile hayvan gübresinin üretimde eşdeğer verimlilik sağladığını vurgulayarak, “Bildiğiniz gibi hayvan gübresi oldukça pahalı bir hammadde. Fakat kompost toprak böyle değil. Çünkü, zaten kent merkezlerinden gelen budama ve çim gibi yeşil atıklar, belediyeler tarafından toplanmak durumunda. Dolayısıyla bunu, çeşitli işlemlerden geçirerek üreticinin kullanabileceği katmadeğeri yüksek ürüne çevirmek mümkün. Özel işletmeler için zor olsa da belediyeler bunun hammaddesini rahatlıkla sağlayabilecekleri için üretimde bir sıkıntı yaşamazlar. Böylece bunun satışından gelir elde etmek mümkün” şeklinde konuştu. İlçin, kompost üretiminde iki farklı yöntemin kullanıldığını dile getirerek, “Bunlardan birincisi açık dediğimiz, gelen yeşil atıkların doğal şartlarda çürütülmeye bırakılmasıdır. Buradaki süreç normal şartlarda 6 ile 12 ay arasında değişir. Ancak kullanılan doğal maddeler sayesinde bu süreç 3 aya kadar düşürülebilir. İkinci yöntem ise kapalı dediğimiz, yani sadece bu işi yapmak için tasarlanmış makineyi kullanarak ürün elde etmek. Böylece üretim süreci çok daha kısaltılıyor ancak bu da pahalı bir yöntem. Açık sistemde yatırım maliyeti 150 bin TL civarında iken; kapalı da bu rakam 1 milyon TL’ye kadar çıkıyor” ifadesinde bulundu.
BİYOLOJİK ARITMA ZOR AMA…
Phonus olarak biyolojik arıtma konusunda da çözümler sunduklarını aktaran İlçin, “Biyolojik arıtma hem maliyetle hem de zor bir süreç. Çünkü ortaya çıkan çamur ve kullanılan elektrik, arıtma sürecinde ciddi sıkıntı yaratıyor. Bizim mantar grubu dediğimiz ürünler, bu sıkıntıyı ciddi oranda azaltıyor. Çünkü, mantarlar yapıları itibariyle daha az çamur ortaya çıkmasına neden oluyor. Bu da elektrik maliyetini düşürüyor. Her arıtma tesisinin biyokütlesi farklı olsa da; kullanılan bu mantarlar çamur oranını yüzde 30 azaltırken elektrik kullanımını da yüzde 30 düşürüyor. Örneğin 50 bin Euro’ya mal olan bu mantarı kullandığınız zaman, giderleriniz azalttığı için 100 bin Euro’ya kadar tasarruf sağlanıyor. Tabi ki, bu rakam biyokütlenin içeriğine göre değişiyor” şeklinde konuştu.
TEKNELER İÇİN MİKRO ARITMA
Biyoenzim ürünleri içinde, teknelerin pis su atıkları için kullanılanların da olduğu bilgisini veren İlçin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye, pis suların denize deşarj edilmesi konusunda son derece katı ve duyarlı davranıyor. İlginçtir, örneğin Yunanistan ya da İtalya’da teknelerdeki pis su atıkları denize deşarjı edilebiliyor. Bizde ise bu yasak. Dolayısıyla tekneler atıklarını karaya deşarj yapmak zorunda. Ancak bu kadar teknenin atığını toplamak kolay değil çünkü denizlerimizde 10 binden fazla tekne bulunuyor. Biz de buradan hareketle Ar-Ge çalışması başlattık ve sorunu ‘Mikro Arıtma Ünitesi’ kurarak çözmek için harekete geçtik. Büyük boyutlu gemilerde benzer sistemler bulunuyor ancak biz daha küçük boyutlardaki teknelerde kullanılacak bu ünite için çalışıyoruz.”
İlçin, bu ünitelerin arıtma için alternatif olacağını düşündüklerini sözlerine ekleyerek, “Teknede oluşan pis sular, biyoenzimler kullanılarak arıtılacak. Böylece hem koku ortadan kalkacak hem de yapılacak yasal düzenlemeyle bu arıtılmış sular denize deşarj edilebilecek” ifadesinde bulundu.
Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/haber/Seferihisar-tarim-devrimi-Atiklar-gubreye-muadil-olacak/833860
Türk gemileri “ beyaz liste” ile itibarını artırıyor
30 Ocak 2013 Çarşamba 13:57
MEHMET AKİF ÇAKMAK- Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şubesi’nin aylık olağan meclis toplantısı gerçekleştirildi. DTO İzmir Şube Başkanı Geza Dologh, şube faaliyetleri hakkında bilgi verirken, Ege Açıkdeniz Yat Kulübü (EAYK) Komoduru Yaşar Akçay, DTO-EAYK Temel Denizcilik ve Yat Kullanma Eğitimi hakkında üyeleri bilgilendirdi. Daha sonra Halil Tolga İlçin tarafından Denizcilik Sektöründe Biyoteknoloji ve Nanoteknoloji Uygulamaları hakkında sunum yapıldı.
DTO’da sürpriz açıklama: Çokdeğer seçimlerde yok!
30 Ocak 2013 Çarşamba 11:55
Türkiye’nin Beyaz Listede devamlılığının sağlanabilmesi için denizcilik kurum ve kuruluşları tarafından çalışmaların yürütüldüğünü vurgulayan Dologh, “Bu kapsamda DTO üyesi gemi sahibi firmalar bilgilendirilerek, Türk bayraklı gemilerde bulunan eksiklere ilişkin istatistiki veriler tutuluyor ve duyuruluyor. Bu bilgiler doğrultusunda firmaların eksiklerini tamamlamaları isteniyor. Ayrıca, benzer istatistiki veriler Odanın ve İzmir Şubesi’nin internet sayfasında güncel olarak yayınlanıyor” dedi.